JOHN HICK’E GÖRE İNANÇ VE BİLGİNİN EPİSTEMİK STATÜSÜ

Author:

Year-Number: 2020-7
Yayımlanma Tarihi: 2020-12-27 23:31:32.0
Language : Türkçe
Konu : Din Felsefesi
Number of pages: 172-194
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Tanrı’nın farkında olmak (inanç), önemi bakımından, diğer sonlu varlıkların farkında olmaya (bilgi) benzemez. Aynı türden birilerinin varlığı, kişiye önemsiz gelebilir. Tek istisnası ancak ötekinin sevgili olduğu bilincidir. Aşk farkındalığı, ilginç bir şekilde, Tanrı farkındalığı ile belirli bir benzerlik taşımaktadır. Kişinin bütün benliğini sarstığı için Sevgili’nin varlığına ilgisiz kalması nasıl mümkün değilse, dini bilincin nesnesi olan Tanrı da öyledir. Sonlu bir yaratık O’nun farkında olacak ve bu farkındalıktan etkilenmeden kalacak, bu mümkün değildir. Tanrı, bizim varoluşumuzun/benliğimizin temeli ve kaynağıdır. O’nun dilemesiyle bizler var oluruz. Bizler için belirlediği gaye, tabiatımıza silinemeyecek şekilde yazılmıştır. Kendi kişisel tekâmül ve mutluluğumuzun temel şartı, bu amacı gerçekleştirmektir. İşte bu nedenle biz, Tanrı’ya tamamen bağımlıyız; sadece varlığımızı sağladığı için değil, aynı zamanda en yüksek iyi/mutluluğumuz olduğu için. Bu çalışma, epistemolojik ve lengüistik değerlendirmeleri bağlamında John Hick’in özgün fikirlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Keywords

Abstract

Being aware of God (belief) is not like being aware of other finite beings (knowledge) in importance. The presence of someone of the same kind may seem insignificant. The only exception is the awareness that the other is a Lover. Interestingly, love awareness bears a certain resemblance to God's awareness. As it is not possible to be indifferent to the existence of the Beloved because it shakes one's whole self, so is God, the object of religious consciousness. A finite creature will be aware of Him and remain unaffected by this awareness, which is not possible. God is the basis and source of our existence / self. By His will, we will exist. The purpose he has set for us is written in a way that cannot be erased. The basic condition of our own personal development and happiness is to realize this aim. That is why we are completely dependent on God; not only because it provides our existence, but also because it is our highest good. This study aims to reveal John Hick's original theses in the epistemological and linguistic context.

Keywords